TANDOĞAN UYSAL: Aya Nikola Diriliyor, Değirmenler Dönmeye Hazırlanıyor

Mandalinci, Tarihle Kol Kola Bakanlığın Kapısında: “Biz Bu Mirası Işıkla, Camla Ayağa Kaldırırız”
Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, göreve gelir gelmez verdiği sözü unutmadı: “Bodrum’un tarihi mirasına sahip çıkacağım.” Ve işte ilk adımı attı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kapısını çaldı, elinde projeler, heybesinde vizyonla. Hedef net: Aya Nikola Kilisesi’ni ve Gümbet’in yıllardır rüzgâr bekleyen değirmenlerini yeniden Bodrum siluetine kazandırmak.
Ama klasik restorasyon mu? Hayır. Mandalinci modeli: Çelik konstrüksiyon, cam kaplama, lazerli ışık gösterileri. Yani “taşın üstüne taş koymak” değil, taşın üstüne teknolojiyi giydirmek. Tarihi koruyarak değil, çağ atlatıp sahneye çıkararak yaşatmak.
Tarihi Harabe Değil, Işıklı Mekâna Dönüşüyor
Aya Nikola artık “yıkık geçmiş” değil, ışıklı gelecek. Gündüz kültürel etkinliklere ev sahipliği yapacak, akşam ise lazerli performans alanı olarak parlayacak. Mandalinci’nin formülü net: “Sponsorlar ödesin, biz ruh verelim.” Devletten sadece izin bekleniyor. Bu devirde sadece izin istemek, gerçekten de tarihi bir hareket.
Gümbet’in Değirmenleri Rüzgâra Kavuşacak mı?
Kartpostallarda kalmış, ama yerinde yıkılmış olan Gümbet değirmenleri de bu projeye dahil. Değirmenler artık sadece hatıralarda dönmeyecek; belki ışıklı kanatlarla, belki de dijital müze panolarıyla rüzgârı yeniden yakalayacak. Bodrum’un geçmişi sadece ayağa kalkmıyor; güncelleniyor.
Tarihle Teknoloji El Ele: Mandalinci’nin Hamlesi Kayda Girdi
Mandalinci’nin bu adımı Bodrum tarihinde bir ilk. Bugüne dek “dokunulmaz” sanılan harabelere vizyonla, proje dosyalarıyla ve samimi bir motivasyonla yaklaşıldı. “Ben bu taşlara ruh veririm” dercesine ayağa kaldırılan her proje, Bodrum’un hem geçmişine hem geleceğine tutulan bir ışık.
Yıllardır İlk Kez Bu Kadar Umutlandım
Bu gelişmeleri duyduğumda ilk kez içimden şu cümle döküldü: “Demek ki bir belediye başkanı, mimar olursa ve heybesinde tarihi vizyon da varsa, Bodrum yeniden nefes almaya başlar.” Aya Nikola Kilisesi ve Gümbet’teki değirmenlerin yıllar süren terk edilişine çok yazı ayırmış biri olarak bu adımlar beni umutlandırdı, motivasyonumu artırdı.
Ama içimde hâlâ yanıp tutuşan başka bir dilek var: Halikarnas Mozolesi… Bodrum’un antik simgesi, zamanın yuttuğu ihtişam… Onu yeniden gün yüzüne çıkarmak, Bodrum’a kazandırmak en büyük hayalim. Ve elbette tarihi Hipodrom… Bu iki kadim miras da gün yüzüne çıkarılıp kültür dünyasına yeniden armağan edilirse, Bodrum artık sadece bir tatil beldesi değil, dünya çapında bir tarihle barışmış medeniyet vitrini olur.
Tarih bizimle konuşmaya hazır. Yeter ki biz, onun sesini duyacak projelere kulak verelim. Mandalinci’nin attığı bu ilk adım, belki de Bodrum’un en anlamlı yürüyüşünün başlangıcıdır.