Beyaz Perdenin En Çarpıcı Hikayeleriyle Buluşma Zamanı! – Hamle Gazetesi

Temmuz ayında MUBI, sinemaseverleri ekran başına kilitleyecek, birbirinden iddialı yapımlarla dolu bir seçki sunuyor. Korku ve distopyadan Filistin’in ilham veren direniş hikayelerine, elektronik müziğin öncülerinden Ingmar Bergman’ın dehasına uzanan bu özel seçki, her zevke hitap eden bir sinema şöleni vadediyor.

Sinemamızdan Cesur Sesler: Orçun Behram ve Selin Öksüzoğlu
Türk sinemasının dikkat çeken yönetmenlerinden Orçun Behram, korku ve distopya türlerine getirdiği taze bakış açısıyla öne çıkıyor. MUBI Temmuz seçkisinde izleyiciyle buluşacak olan BİNA (2019), televizyon sinyallerinin gizemli bir şekilde kesildiği distopik bir evrende, otorite, gözetim ve paranoya temalarını karanlık bir görsellikle işliyor. Behram’ın korku sinemasında az rastlanır bir deneme olan yeni filmi CENAZE de aynı seçkide yer alarak tür sineması tutkunlarına gerilim dolu anlar yaşatacak.

Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan Selin Öksüzoğlu imzalı kısa film GÖRÜŞÜRÜZ KAPLUMBAĞA (2024) ise annesini yitirmiş beş yaşındaki İnci’nin Karadeniz’in ıssız yaylalarındaki şiirsel yolculuğunu konu alıyor. Yas ve yalnızlık temalarını işlerken özgün bir ton tutturan bu yapım, duygusal derinliğiyle dikkat çekiyor.

Filistin’in Direniş Öyküleri: Hany Abu-Assad Üçlemesi
Oscar adayı yönetmen Hany Abu-Assad, Filistinlilerin öykülerini tüm dünyada geniş kitlelere ulaştıran üç filmiyle temmuz ayında MUBI’de. Cannes’da Jüri Özel Ödülü kazanan ve Yabancı Dilde En İyi Film Oscarı’na aday gösterilen ÖMER / OMAR (2013), İsrailli bir askerin ölümüne adı karışan Filistinli bir gencin direniş ve muhbirlik arasında savrulan hayatını anlatıyor.

Abu-Assad’ın seçkisinde ayrıca müzisyen olma hayalleri kuran Filistinli çocukların öyküsü İDOL (THE IDOL) ve bir kuaförün içinde gerilim yüklü politik bir anlatı kuran HUDA’NIN SIRRI (HUDA’S SALON) da yer alıyor. Bu üç film, Filistin halkının yaşadığı zorlukları ve direniş ruhunu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Müzik ve Sanatın Derinlikleri: İlhan Mimaroğlu Özel Projeleri
Elektronik müziğin öncülerinden İlhan Mimaroğlu’nun yaşamını ve sanatını anlatan özel projeler de MUBI Temmuz seçkisinde yerini alıyor. Serdar Kökçeoğlu’nun yönettiği MİMAROĞLU (2020) belgeseli, sanatçının ölüm yıldönümünde yeniden izleyiciyle buluşuyor. Güngör Mimaroğlu’nun kişisel arşiv görüntülerinden ve ses kayıtlarından oluşturulan bu belgesel, müzik, aşk, göç ve radikal sanat pratikleri arasındaki bağlantıyı deneysel bir estetikle anlatıyor. Ayrıca, farklı disiplinlerden sanatçıların kolektif olarak hayata geçirdiği video çalışması MİMAROĞLU REMIX PROJECT de İlhan Mimaroğlu’nun anısına MUBI’de yayınlanacak.

Uluslararası Sinemanın En Yeni ve Cesur Sesleri
MUBI Temmuz seçkisi, dünya sinemasından da ödüllü ve dikkat çekici yapımlara ev sahipliği yapıyor:
TOKSİK / TOXIC (Saulė Bliuvaitė, 2024)
Locarno Film Festivali’nde Altın Leopar’a layık görülen bu Litvanyalı yapım, model olma hayaliyle bedenlerinin sınırlarını zorlayan 13 yaşındaki iki genç kızın büyüme hikayesini minimalist bir üslupla aktarıyor.

BERGMAN: HAYATTAN BİR YIL / BERGMAN: A YEAR IN A LIFE (Jane Magnusson, 2018)
İsveçli usta yönetmen Ingmar Bergman’ın dehasını ve karmaşık kişiliğini, klasikler yarattığı 1957 yılına odaklanarak inceleyen bu belgesel, arşiv görüntüleri ve efsanevi isimlerle yapılan röportajlarla Bergman’ın dünyasına ışık tutuyor.

SUPER HAPPY FOREVER (Kohei Igarashi, 2024)
Eşini kaybettikten sonra onunla tanıştığı kasabaya dönen Sano’nun hikayesini anlatan bu Japon filmi, kayıp duygusunu ve anıları sade ama içe dokunan bir üslupla işleyerek övgü topluyor.

SEFİLLER / LES MISÉRABLES (Ladj Ly, 2019)
Cannes’da Jüri Ödülü kazanan ve En İyi Uluslararası Film dalında Oscar adayı olan bu film, Paris banliyösündeki suçla mücadele timinin hikayesi üzerinden sistematik adaletsizliği ve patlamaya hazır toplumsal gerilimi başarıyla yansıtıyor.

AY / MOON (Kurdwin Ayub, 2024)
Locarno Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü dahil üç ödül kazanan bu gerilim yüklü yapım, Ortadoğu’da zengin bir ailenin kızlarına dövüş eğitimi veren Sarah’nın, baskı ve gözetimle yüzleşip kadın dayanışmasıyla tanışmasını konu alıyor.
