TANDOĞAN UYSAL: Erdoğan Bodrum’a İndi, Umutlar Yerden Yükseldi

0



Bir helikopter indi, yüreklere su serpildi mi? Hayır, henüz değil. Ama umutlar kabardı, gözler doldu, dillerde tek bir dilek vardı: “Cumhurbaşkanım, Bodrum senden su ister…”

Kaymakam Var, Başkan Var, Ağabey Var: Eksik Olan Ne? Su!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu bayram Bodrum’a helikopterle indi. İndi ama sadece protokol değil, bir halkın beklentileri de onu karşıladı.

Karşılama heyetinde AK Parti Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Aydın Ayaydın vardı, nam-ı diğer “Muğla’nın ağabeysi”. Yanında Bodrum’un genç Belediye Başkanı Tamer Mandalinci ve Kaymakam Mustafa Çit…

Yani kâğıt üstünde herkes oradaydı.

Ama…

Bodrum’un muslukları hâlâ suskun, trafikte direksiyonlar sabırsız, ormanlar tehdit altında, kıyılar betonun kıskacında.

Yani milletin derdi, hâlâ meydanda.

Bodrum’un Susuzluğu, Bizim İronimizden Büyük

Sayın Cumhurbaşkanı, yazları Muğla’da oturduğunuzu biliyoruz.

O halde yazlık komşumuzsunuz.

Ve biz, yazlık komşuya klasik Türk kültüründe ne deriz?

“Bir ihtiyacın varsa, kapımız açık.”

Ama kusura bakmayın, bizim kapımızdan su akmıyor.

Musluklar boş, damacana servisi dolu.

O yüzden diyoruz ki:

Komşu komşunun suyuna muhtaçken, Bodrum Cumhurbaşkanı’na muhtaç.


Ayaydın ve Mandalinci: Bu İkili El Ele Verirse, Sadece Su Değil, Umut da Akar

Biri devletin hafızası gibi konuşan bir ekonomist profesör: Prof. Dr. Aydın Ayaydın.

Diğeri genç, enerjik ve Bodrum’un içinden gelen yeni nesil belediye başkanı: Tamer Mandalinci.

Bu iki ismin Erdoğan’ın huzurunda Bodrum’un sorunlarını bir “paket proje” gibi önüne koymasından daha mantıklı ne olabilir?

Begonvillerin solmaması için, mandalina ağaçlarının kesilmemesi için, koyların tel örgüye hapsolup ‘VIP plaj’ olmaması için…

Bu miladı fırsata çevirmek gerek.

Turizm Başkenti mi, Trafik Kabusu mu? Bodrum Kararını Ver!

Erdoğan Bodrum’a indiğinde belki de ilk düşündüğü şey şuydu:

“Ben bu trafiği nasıl aştım?”

Sayın Cumhurbaşkanım, siz helikopterle geldiniz.

Biz hâlâ Turgutreis’ten Türkbükü’ne 2 saatte varamıyoruz.

Uçan değil, yürüyen Bodrum halkı için bir çözüm gerekiyor.


Bu Geliş Milat Olmalı: Begonvil Solmadan, Mandalin Kurumadan

Begonvillerin sarmaş dolaş olduğu Bodrum evleri, artık su sesinden değil, beton matkaplarından ürküyor.

Mandalina bahçeleri, villa temellerine dönüşüyor.

Deniz hâlâ pırıl pırıl ama vicdan bulanık.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu gelişini bir “dönüm noktası” haline getirmek mümkün.

Nasıl mı?

Bodrum’un su sorunu artık torbada değil, masada olmalı.

Ormanların ve kıyıların korunması için özel Cumhurbaşkanlığı hassasiyeti gösterilmeli.

Trafik, otopark, imar felaketi artık “normal” kabul edilmemeli.

Bodrum, sadece yazlık değil; Türkiye’nin dünyaya açılan vitrinidir. Özen ister.

Helikopter İndi, Şimdi Sıra Sorunların Kalkmasında

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kez Bodrum’a ayak basışı, bir bayramlaşmadan fazlası olmalı.

Burası artık sadece bir tatil beldesi değil, bir sınav kağıdı.

Soru belli: Bodrum için ne yapıldı, daha ne yapılabilir?

Cevabı da net:

Ayaydın ve Mandalinci el ele verirse, Bodrum’un kaderi değişebilir.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Size artık kahve değil, bir bardak şırıl şırıl Bodrum suyu ikram etmek istiyoruz.

Ve o su, bu halkın özlemiyle damıtılmış en değerli ikramdır.

Bekliyoruz… bekliyoruz…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir