“İran’ın Elinde Hâlâ Kullanmadığı Tehlikeli Kartlar Var!…” – Hamle Gazetesi

0


Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar:

Ortadoğu’da tansiyon her geçen gün daha da yükselirken, İsrail’in İran’a yönelik başlattığı geniş çaplı askeri operasyon, bölgesel güç dengelerini derinden sarstı. Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, Sözcü TV‘ye yaptığı açıklamada İsrail’in gerçekleştirdiği bu saldırıların sadece bir askeri hamle değil, aynı zamanda diplomatik süreci kesintiye uğratan, rejim hedefli ve stratejik baskı odaklı bir savaş formuna dönüştüğünü söyledi. İsrail’in 300 uçakla yürüttüğü harekât sonucunda İran’ın komuta-kontrol sisteminin hedef alındığını ve en az 20 kritik karar alıcının etkisiz hale getirildiğini belirten Ağar, “İran bu saldırıya karşılık vermezse, tüm caydırıcılığını ve siyasi iradesini kaybetmiş sayılırdı” diyerek yaşanan sürecin artık açık bir savaş evresine girdiğini vurguladı. Ağar, İran’ın henüz tüm kartlarını oynamadığını, vekil güçlerden deniz harbine kadar çok sayıda potansiyel tehdidin beklemede olduğunu belirtti.

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar:

“İsrail İran’a Gidiyor, İran İsrail’e Gelemiyor”

Ağar açıklamalarında, İsrail’in son saldırı dalgasının niteliğine dikkat çekti. Özellikle 200’e yakın savaş uçağının katıldığı büyük çaplı harekâtın, İran’ın karar alma mekanizmasını doğrudan hedef aldığını belirten Ağar, “İsrail İran’a gidiyor, ama İran İsrail’e gelemiyor. Bu da İsrail’e stratejik inisiyatif kazandırdı” ifadelerini kullandı. İran’ın komuta-kontrol yapısında yer alan en az 20 karar verici figürün etkisiz hale getirildiğini söyleyen Ağar, bu operasyonun sadece askeri değil, psikolojik anlamda da bir kırılma yarattığını ifade etti.

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar:

“Bu Artık Savaş: İran’ın Mutlaka Cevap Vermesi Gerekiyordu”

İsrail’in bu hamlesiyle birlikte müzakerelerin fiilen askıya alındığını vurgulayan Ağar, bunun artık savaş formuna dönüştüğünü söyledi. İran’ın cevap vermemesi durumunda tüm caydırıcılığını ve siyasi iradesini kaybetmiş sayılacağını belirtti. “Bu yüzden İran balistik füzelerle karşılık vermeye başladı. Ancak bu karşılık öngörülebilir ve hesaplanabilir bir hamleydi” dedi.

“ABD’nin Pasif Desteğiyle Hava Savunma Şemsiyesi Kuruldu”

Ağar, İsrail’in İran’ın füze saldırılarına karşı ABD’nin ‘pasif destek’ sağladığını belirterek, bölgedeki hava savunma sistemlerinin devreye sokulduğunu aktardı. Bu sistemlerin yalnızca İsrail değil, bölgedeki diğer ülkelere de konuşlandırıldığını ifade eden Ağar, “Füzelerin büyük bölümü havada imha edildi. Ancak bazı balistik füzeler Hayfa ve Tel Aviv gibi stratejik noktalara isabet etti. Bu da İran’ın hâlâ caydırıcı bir kapasiteye sahip olduğunu gösterdi” dedi.

“İsrail Saha Üstünlüğünü Kurdu Ama İran Elini Göstermedi”

Ağar’a göre, İsrail’in üstün hava gücüyle İran’ın savunma hatlarını büyük oranda etkisiz hale getirmesi, sahada belirgin bir üstünlük sağladı. Ancak İran’ın hâlâ tam kapasiteyle hareket etmediğini ifade eden Ağar, “İran, balistik füzeleri gösterdi ama elinde seyir füzeleri, kamikaze dronlar ve vekil güçleri var. Bunları henüz tam anlamıyla devreye sokmuş değil” diyerek dikkatleri İran’ın ilerleyen dönemdeki olası hamlelerine çekti.

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar:

“İran’ın Yeni Doktrini: Mozaik ve İleriden Savunma”

İran’ın savunma stratejisine değinen Ağar, mevcut çatışmanın daha geniş bir askeri doktrinin parçası olduğunu söyledi. “İran’ın geliştirdiği ‘mozaik savunma’ ve ‘ileriden savunma’ doktrini sadece konvansiyonel füze sistemlerini değil, aynı zamanda vekil unsurlar, dronlar ve siber saldırı kapasitesini de içeriyor” dedi. Bu stratejinin asıl hedefinin, İran toprakları dışından etkili savunma yapmak olduğunu belirtti.

“Deniz Gerili Harbi Doktrini Henüz Devreye Girmedi”

Ağar’ın dikkat çektiği önemli unsurlardan biri de İran’ın deniz odaklı savaş kabiliyetleri oldu. İran’ın “Deniz Gerili Harbi” doktrini kapsamında Hürmüz Boğazı ve Babü’l Mendep gibi küresel enerji geçiş noktalarını hedef alabileceğini belirten Ağar, “İran bu kartını henüz kullanmadı. Ama İsrail’e destek veren ülkeleri tehdit etmesi, bu doktrinin devreye gireceğine dair açık bir işarettir” dedi.

“ABD ve Körfez Ülkeleri Tehlikede Olabilir”

Ağar, İran’ın doğrudan İsrail’e karşılık vermek yerine, İsrail’e destek veren ülkelere – başta ABD ve Körfez ülkelerine – saldırı düzenleyebileceği uyarısında bulundu. “Bu saldırılar doğrudan olmayabilir. İran’ın vekil unsurları üzerinden gerçekleştireceği asimetrik saldırılarla karşı karşıya kalabiliriz. Özellikle ABD üsleri, enerji altyapıları ve deniz yolları hedef alınabilir” şeklinde konuştu.

“İran İçin Güç Boşluğu Tehlikesi”

İsrail’in operasyonlarının amacının yalnızca askeri değil, aynı zamanda siyasi olduğunu belirten Ağar, İran’da rejim değişikliğinin hedeflendiğini öne sürdü. “İsrail’in saldırıları sadece emir komuta sistemine değil; limanlara, sivil altyapılara ve nükleer tesislere yöneldi. Bu da İran’da bir otorite ve güç boşluğu yaratma çabasıdır. Böyle bir boşluk, içerideki etnik ve mezhepsel ayrışmaların tetiklenmesine neden olabilir” dedi.

“İran’ın Vekilleri Sessiz Ama Tehlikeli”

İran’ın Ortadoğu’daki vekil ağının şu an için sessiz olduğunu belirten Ağar, bu sessizliğin aldatıcı olabileceğini ifade etti. “Yemen, Bahreyn, Suudi Arabistan, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin ve daha birçok ülkede İran’a bağlı vekil unsurlar mevcut. Bunlar zamanı geldiğinde devreye girebilir. Hem doğrudan hem de asimetrik saldırılarla bölgedeki dengeyi tamamen bozabilirler” dedi.

“Savaşın Sonu Belirsiz, Tehdit Çok Katmanlı”

Son olarak Ağar, İsrail-İran geriliminin bölgesel bir savaşa dönüşme riskinin her geçen gün arttığını belirtti. “Bu yalnızca iki ülke arasındaki bir çatışma değil. Küresel enerji arzı, deniz yolları, ittifak ilişkileri ve iç siyaset dahil pek çok katmanı var. İran daha fazla sıkıştırılırsa, bölgedeki tüm kırılgan dengeler sarsılabilir” ifadelerini kullandı.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir