TANDOĞAN UYSAL: Türk Kadını 100 Yılda Neden Siyasetin Gerisinde Kaldı?

0



Cumhuriyet’in öncü kadınlarından günümüz temsil sorunsalına

Cumhuriyet’in Temel Taşıydı: Kadın

Mustafa Kemal Atatürk, 1923’te Cumhuriyet’i ilan ettiğinde kadınları sadece sosyal hayatın değil, doğrudan kamusal ve siyasal yaşamın da asli unsuru olarak görüyordu. Kadınlara 1930’da belediye seçimlerinde, 1934’te genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı tanındı. Bu tarih, birçok Avrupa ülkesinden önceydi. O dönem Meclis’e giren 17 kadın milletvekili sadece bir sembol değil, gerçek birer temsil gücüydü.

Kırılma Noktaları: Neden Geriye Düşüldü?

Ancak o aydınlanma döneminden sonra kadınların siyasetteki etkinliği giderek azaldı. Bu geriye düşüş birkaç ana nedene dayanıyor:

    1.    Kültürel Kodlar ve Patriyarkal Yapı:

Toplumun ataerkil yapısı, erkek egemen siyaset anlayışının kadınları geri plana itmesini kolaylaştırdı. Kadınlar çoğunlukla “arabulucu”, “ikna edici” ya da “arka planda çalışan” konumlara itildi.

    2.    Dinin Siyasallaşması:

1980’lerden itibaren dinin siyasete daha fazla entegre olmasıyla birlikte, kadının kamusal alandaki rolü de tartışmalı hale geldi. Kadın bedeni ve kimliği üzerinden yürütülen ahlak tartışmaları, kadınların birey olarak siyasal sahnede var olmasını zorlaştırdı.

    3.    Parti İçi Demokrasi Eksikliği:

Türkiye’deki siyasi partilerin çoğunda kadınlar vitrin süsü gibi yer aldı. Karar alma mekanizmalarında ise yer bulamadılar. Kadın kolları, genellikle erkeklerin gölgesinde kaldı.

Avrupa’da Kadın Siyasetçiler Öne Nasıl Çıktı?

Avrupa ülkelerinde kadınlar, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası süreçte hak mücadelesini sürekli diri tuttular. İskandinav ülkelerinde eşit temsili garanti altına alan yasalar ve kota uygulamaları, Almanya’da Angela Merkel gibi liderlerin uzun süreli görevleri kadınların siyasette söz sahibi olmasını sağladı.

Bu fark, yalnızca yasalarla değil, toplumun kadın algısıyla da ilgili. Avrupa’da kadın olmak, “yardımcı” değil “karar verici” olmayı içselleştirebilmiş durumda.


Türkiye’de Kadınları En Fazla Destekleyen Parti Hangisi?

Verilere ve gözlemlere bakıldığında, HDP/DEM Parti kadın temsiliyetini en fazla önemseyen parti olarak öne çıkıyor. Eşbaşkanlık sistemi, kadın kotası ve kadınların karar mekanizmalarında yer alması bu partide daha sistematik biçimde uygulanıyor.

CHP’de son dönemde bazı ilerlemeler olsa da kadın aday oranı hâlâ tatmin edici seviyede değil. AK Parti’de kadın milletvekilleri artırılsa da, genellikle erkek egemen üst kurullarda belirleyici rol alamıyorlar. MHP’de ise kadın görünürlüğü oldukça sınırlı.


100 Yıllık Cumhuriyet’te Kadının Bugünkü Yeri

Cumhuriyet’in 100. yılında hâlâ Meclis’te kadın oranı %20’yi geçememiş durumda. Yerel yönetimlerde ise kadın belediye başkanlarının oranı %3’ler civarında. Bu tablo, Atatürk’ün kadınlar için kurduğu hayalin oldukça gerisinde olduğumuzu gösteriyor.

Kadınların eğitimde, istihdamda ve siyasetteki geride kalmışlığı sadece bir “temsil” sorunu değil; doğrudan demokrasi sorunu olarak karşımızda duruyor. Kadınlar olmadan demokrasi eksik kalır.

Yeniden Başlamak İçin Kadınla Başlamak Gerek

Kadınların siyasete tam ve etkin katılımı; sadece kadınların değil, toplumun topyekûn güçlenmesidir. Türkiye’nin ikinci yüzyılına girerken, gerçek bir değişim isteniyorsa, bu değişimin kadın eliyle olacağı unutulmamalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir