TANDOĞAN UYSAL: Şezlong mu, Selamet mi?

Bodrum’da tartışmalar çok, sabır az…
Kumbahçe’de 3,5 Metrelik Sessizlik
Bodrum Belediye Meclisi’nin son olağan toplantısını izledim. Salonda birkaç vatandaşla Belediye Başkanı Tamer Mandalinci arasında geçen diyaloglar dikkat çekiciydi. Gündemde halk plajları, şezlonglar, işletmeler ve tahsisler vardı ama konuşulanlar kadar konuşulmayanlar da önemliydi.
Tamer Mandalinci bu yıl Kumbahçe’de kimsenin yapmaya cesaret edemediğini yaptı: Sahildeki 3,5-4 metrelik bir alanı doğrudan vatandaşa ayırarak yıllardır çözülemeyen bir meseleye somut bir adım attı. Gazeteci olarak bu adımın atıldığına bizzat şahit oldum, doğrusu beni bile şaşırttı.
Şezlonglar Boş, Tartışmalar Dolu
Toplantıda beklenen “teşekkür” ya da “takdir” cümleleri yerine, Mandalinci’nin Gümüşlük’ten gelen vatandaşlarla adeta aynı dili konuşmadıkları bir tablo ortaya çıktı. Belediyenin açıkladığı şezlong sayılarına rağmen, vatandaşlar sanki başka bir sahilden bahsediyor gibiydi. Bu da gösteriyor ki bazen hizmet görünse de görülmeyebilir.
Sahiller Kimin? Çöp Kimin?
Şunu da unutmamak gerek: Eğer sahilleri tamamen halka açar, tüm işletmeleri dışlarsak bu sefer sahilin temizliğini, güvenliğini, düzenini kim sağlayacak? Belediye mi? Aynı toplantıda emekli olan personelin tazminatını bile büyük zorluklarla ödeyebildiklerini anlatan bir belediye başkanı vardı karşımızda.
Bir tarafta 5 bin TL’lik şezlong ücretinden şikayet eden emekli vatandaşlarımız var, diğer tarafta ay sonu geldiğinde maaşları ve tazminatları nasıl ödeyeceğini düşünen belediye başkanı. Yani anlayacağınız, aynanın iki yüzü de oldukça buğulu.
Pilot Bölgeye Bir Şans Verin
Kumbahçe’deki 3,5-4 metrelik vatandaş alanı, tüm siyasi partilerin ortak uzlaşısıyla “pilot bölge” olarak hayata geçirildi. Uygulama henüz yeni başlıyor. Böyle bir denemenin daha emekleme aşamasında tartışmalara boğulması, yalnızca kafa karıştırır.
Ben bir gazeteci olarak elbette vatandaşın hakkını savunmayı görev bilirim. Ancak madalyonun iki yüzünü de görmeden fikir yürütmenin erken olduğunu düşünüyorum. Gelin biraz sabredelim. Kumbahçe’deki bu uygulama yaşama geçsin, sonuçlarını görelim. Ondan sonra hep birlikte konuşalım, eleştireceksek de veriye ve deneyime dayanarak yapalım.
Sabır, Şezlongdan Daha Kıymetli Olabilir
Kumbahçe’deki uygulama belki de Türkiye’ye örnek olacak bir modelin ilk adımı. Önce bir izleyelim, sonra tartışalım. Unutmayın: “Sabrın sonu selamettir”… Belki de bir şezlongun ucunda…