TANDOĞAN UYSAL: Mühür Var, Vicdan Yok!

Ruhsatsız Oteller Hâlâ Turist Ağırlıyor: Bu Ülkenin Gerçek Sorunu Düzensizlik Değil, Umursamazlık
Bayramda Değil, Bürokraside Kaybolduk
Bayram boyunca içimde hep aynı korku vardı: Acaba Bodrum’da mühürlenmiş ama hâlâ çalışmaya devam eden bir otelde, bir facia haberi alacak mıyız? Neyse ki o haber henüz gelmedi. Ama bu, asla gelmeyeceği anlamına gelmiyor. Çünkü haberler ve gerçekler ortada: Türkiye genelinde dört bin otel mühürlenmiş durumda. Ancak mühürlenen otel sayısı ne kadar etkileyici görünürse görünsün, asıl çarpıcı olan, bu mühürlerin pratikte hiçbir işe yaramaması.
Ruhsatı iptal edilmiş, kapısına mühür vurulmuş oteller hâlâ müşteri kabul ediyor. Bu nasıl bir cüret? Bu nasıl bir denetimsizlik? Daha da ötesi: Bu nasıl bir umursamazlık?
“Mühürledik” Dediniz, Peki Kim Kontrol Ediyor?
Kültür ve Turizm Bakanlığı 2021’de aldığı bir kararla belediyeden ruhsat almış otellerin ayrıca Turizm İşletme Belgesi almasını zorunlu hale getirdi. Belgesi olmayanlar mühürlendi. Fakat iş orada kalmadı. Çünkü mühürlü ama kapısı açık oteller her yerde faaliyetini sürdürüyor.
Mühürsüz ekmek satmak yasakken, mühürlü otelde turist ağırlamak nasıl oluyor da serbest olabiliyor? Bu nasıl bir çifte standart, nasıl bir adaletsizlik?
Sorulması gereken soru şu: Bu yasa dışı faaliyetler kimin bilgisi dahilinde yapılıyor? Gerçekten kimse bilmiyor mu, yoksa herkes bakıyor ama görmüyor mu?
Kartalkaya’dan Ders Alınmadıysa, Bari Vicdan Dinlensin
Geçmişte yaşanan facialardan ders alınmadığını görmek insanın kanını donduruyor. Kartalkaya’daki kötü tecrübe hâlâ hafızalarda tazeyken, neden benzer ihmallere göz yumuluyor?
Facialar genellikle “ihmal” denilen o sihirli kelimenin arkasına saklanır. Ama artık biliyoruz: İhmal değil, umursamazlık var. Sadece otelciler değil, Bakanlık da bu tablodan sorumludur.
Turizm Değil, Keyfilik Patladı!
Bu manzara, bir turizm sorunu değil; bir sistem krizidir. Devletin ciddiyeti kapıya mühür vurmakla değil, o mührün arkasında durmakla ölçülür.
Bir otel ya mühürlüdür ya değildir. Mühürlüyse çalışamaz. Çalışıyorsa ya mühürlenmemiştir ya da biri “çalışmasına izin verin” demiştir. Bu kadar açık.
Bu Mühür Kimin İçin?
Eğer mühürlenen bir otel hâlâ açık kapıdan müşteri kabul edebiliyorsa, o mühür vatandaşı değil; sadece kâğıt üstündeki prosedürleri kandırmak içindir.
Devletin ağırlığı sadece sembollerle değil, uygulamayla hissedilir. Aksi takdirde bu sistem, bir gün sadece turisti değil; evladını tatile gönderen ana babayı, orada çalışan emekçiyi ve en sonunda hepimizi yaralar.
Çünkü mühür tutmayan sistem, felaket doğurur.